MASAJIN DOĞRU ADRESİ
  BOYUN FITIĞI
 

BOYUN FITIĞI

Boyun fıtığı sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Uzman doktorlar tarafından konulan doğru bir teşhis, hasta eğitimi ve doğru bir tedaviyle artık korkulu bir rüya olmaktan çıkmıştır. Ancak ne yazık ki yanlış yönlendirmeler, bilinçsizce yapılan tedavi ve uygulamalar (kırık çıkıkçılar vb) hem maddi hem manevi olarak hastaya ciddi ve dönüşü olmayan zararlar vermektedir.

İnsan omurgası, kafa tasının altından kuyruk sokumunun bitimine kadar, toplam 33 adet omurdan ve aralarında disk denilen kıkırdaklardan oluşur. Yandan bakıldığında boyun, sırt ve bel bölgesi omurgada S harfine benzeyen bir şekil meydana getirir. Boyun, 7 adet omurdan ve aralarındaki disklerden oluşmaktadır.
Öncelikle boyun fıtığının tanımlanmasını yapalım. Boyun omurları arasında yer alan kıkırdağın iki omur arasından öne, yana ya da arkaya doğru fıtıklaşmasına denir. Her boyun ağrısı boyun fıtığı anlamına gelmez.
Boyun ağrısının çok çeşitli sebepleri vardır:
1. Doğuştan gelen bozukluklar,
2. Postür (duruş) bozuklukları,
3. Yumuşak doku romatizmaları,
4. İltihabi eklem romatizmaları,
5. İnfeksiyon (mikrobik) hastalıkları,
6. Kas- tendon zorlanmaları,
7. Kas spazmları.

Boyun ağrısı tedavisinin başarılı olabilmesi için öncelikle nedeninin doğru olarak
ortaya konması gerekir. Bunun için de öncelikle hastadan boyun ağrısı ile ilgili bilgi alınır. Daha sonra uzman doktor tarafından, ayrıntılı bir muayene yapılır. İstenilen tetkikler basitten zora doğru giderek, önce boynun en az iki yönlü filmi çekilir, kan ve idrar tahlili yapılır ve çıkan sonuçlara göre daha ileri tetkikler, örneğin; bölgenin tomografisi, MRI tetkiki, gerekirse EMG denen ve sinirsel hasarı ortaya koyan bir tetkik istenir.

Boyun fıtığında, boyun ağrısı ile birlikte ya da tek başına kol ağrısı da olabilir. Hatta, arkada kürek kemiği alt hizasına, önde göğüse vuran ağrılar oluşabileceğinden, hastalar kalp hastası olduklarını zannedebilirler. Doktorlar da kalp yönünden ileri tetkiklere baş vurabilirler.
Kıkırdağın iki omur arasından sağ veya sol yana doğru fıtıklaşması veya geniş tabanlı olarak arkaya doğru yer değiştirmesi, kollara giden sinir köklerine baskı yaparak sağ veya sol kol ve bazen her iki kolda ağrı uyandırabilir.

Boyun fıtığı korkulacak bir durum değildir. Birçok hastalıklar gibi erken teşhis konulması önemlidir. Uygun bir tedavi programıyla hastalık kontrol altına alınabilir. Tedavide; hastanın eğitimi, ilaç tedavisi, istirahat, fizik tedavi ve egzersiz yer almaktadır. Yapılan tedavilere cevap vermeyen ve fıtığı ilerleyen hastalarda cerrahi müdahele gerekebilir. Ancak, bu durum sık değildir.
Hastaların şikayetleri fizik tedavi ile tamamen geçse bile, günlük yaşantısı düzenlenmeli ve ağrıyı azaltan ve artıran durumlar kendisine hatırlatılmalıdır:
1. Ağırlık kaldırmaması,
2. Ağır işler yapmaması,
3. Ters hareketlerden kaçınması
4. Ortopedik boyun yastığı kullanması
5. Orta sertlikte bir yatakta yatması,
6. Uzun süre aynı pozisyonda kalmaması,
7. Mesleğine göre nasıl hareket etmesi gerektiği,
8. Ağrıları tamamen geçse bile egzersizlerini hergün düzenli olarak yapması gerektiği vurgulanır.

Günlük yaşantımızda yaptığımız bazı hareketler boynumuzu zorlar. Boyun fıtığı hastalarına boyunluk (korse) verilebilir. Boyunluk hem boyun kaslarına destek olur, hem de boyun hareketlerini kısıtlayarak eklemleri korur. Böylece, boyna gelen yüklenmeleri azaltırlar. Genel olarak bu korseler en az 20 gün gece hariç olmak üzere devamlı kullanılır. Daha sonra boyun egzersizleri ilave edildiğinde tedricen çıkarılır.

Fizik tedavi, boyun fıtığının tedavisinde uygulanan en etkili ve kesinlikle zarar vermeyen bir yöntemdir. Sıcak, soğuk ve elektrik akımlarının iyileştirici etkilerinden yararlanarak çeşitli aletlerle vücudun çeşitli bölgeleri tedavi edilir. Bu amaçla, yüzeyel ısıtıcılar, derin ısıtıcılar, elektrik akımları, traksiyon (çekme), masaj uygulanabilir.

Fizik tedavi birkaç husus dışında rahatlıkla uygulanabilen bir tedavidir. Kalbinde pil takılı hastalara ve ihtiyaten hamilelere uygulanmaz. Büyüme çağında olan çocukların büyüme kıkırdakları üzerine, ileri derecede hipertansiyon ve kalp yetmezliği olan, infeksiyon, varis, benzeri hastalığı olan ve vücudunda metal taşıyan hastalara dikkatli bir şekilde uygulanır.
Fizik tedavi kürü genelde 21 seanstır. Çoğunlukla günde bir seans uygulanır. Ancak, günde iki seansla daha hızlı sonuç almak da mümkündür. Hastadan alınan cevaba göre seans sayısı artırılabilir. Eğitimli kişiler tarafından uygulandığında fizik tedavinin herhangi bir yan etkisi yoktur.

Fizik tedavi sonrasında soğuktan korunmak gerekebilir, çünkü soğuk kaslarda gerginliğe ve dolayısı ile ağrıya yol açar. Sadece fizik tedaviden sonra değil, her zaman soğuktan ve hava cereyanında kalmaktan sakınmak gerekir. Fizik tedaviden sonra 15-20 dk. dinlenmek ve aniden soğuk havayla temas etmemekte ve özellikle eklemleri ve kasları, en azından bir kaşkol ya da boğazlı kazakla korumakta fayda vardır.
Bazen hastalar, uzman doktorlar yerine, çareyi kırık ve çıkıkçılarda ararlar ve bel çektirme, alabalık uygulama gibi yöntemlerle dertlerine çare bulmaya çalışırlar.

Fizik tedavi kliniklerinde kullanılan traksiyon (çekme) cihazı ile tamamen bilimsel olarak, hastanın kilosuna göre ve durumuna göre, uzman doktorun kontrolü altında bel çektirilebilir. Halk arasında sıklıkla rastladığımız çektirme olayı maalesef bu konuda hiçbir tıbbi bilgisi olmayan ve kontrolsüz olarak çekme yapan kişiler tarafından uygulandığında, tamamen tesadüflere dayalı olarak iyileşme görülebilir. Ancak çoğunlukla bağ dokusunda, kas ve sinir liflerinde kopmalara bağlı felçle de sonuçlanabilecek ciddi durumlar meydana gelebilir.

Masaj tedavisi de hastalar tarafından çok tercih edilen bir yöntemdir. Bilimsel bir fizik tedavi yöntemi olarak kabul edilen masaj da uygun bir şekilde ve bilen kişiler tarafından yapıldığında yardımcı bir tedavi yöntemi olarak kullanılır. Rahatlatıcı, kas sertliklerini giderici, ağrı azaltıcı etkisi vardır. Ancak, tek başına fıtığın tedavisinde yeterli olmaz. Yüzeyel ısıtıcılar, derin ısıtıcılar, elektrik akımları uygulamasından sonra kombine bir tedavide yararlanılabilir.

Hastaların yaptığı başka bir yanlış tercih de kaplıca tedavisi olabilmektedir. Kaplıcayı biz özellikle fizik tedaviden sonra öneriyoruz. Yüzeyel ısıtıcı etkisi vardır, dolayısıyla derin dokuları etkileyemez. Sadece kaplıca tedavisi fıtıkta yeterli bir tedavi sağlayamaz. Muhakkak kaplıca tedavisi tercih edilecekse doktor kontrolünde olan ve fizik tedavi imkanları olan yerler seçilmelidir. Yirmi (20) seanslık bir fizik tedavi kürü sonrası uygulanacak kaplıca tedavisi hem etkinliği artırır hem de iyilik süresini uzatır.

Boyun fıtığı tedavisinde yine yaygınca olarak uygulanan bir tedavi yöntemi akupunkturdur. Akupunktur de artık bir fizik tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Daha çok ağrı üzerine etkilidir. Ağrının çok şiddetli olduğu durumlarda uygulanabilir. Diğer fizik tedavi yöntemleri ile birlikte uygulandığında çok iyi sonuçlar alınmaktadır.

Boyun fıtığı hastalarının bir kısmı ameliyat gerektirebilir. İlaç, istirahat, korse, fizik tedavi ve egzersiz tedavisi ile düzelmeyen, günlük yaşam aktivitelerine dönemeyen, bağımlı hale gelen, kas kuvveti azalması veya kaybı gelişen hastaların ameliyat edilmesi söz konusudur. Ameliyat kararı, doktor(lar) tarafından verilmelidir. Ameliyattan sonra da bu hastaların kaslarının kuvvetlendirilmesi ve günlük yaşantısının düzenlenmesi gerekir.

Boyun fıtığının başka bir seviyeden tekrarlamaması ve boyunda kireçlenme oluşmaması için fizik tedavi ya da ameliyattan sonra uygun egzersiz programı düzenlenir ve hastaya neleri nasıl yapması gerektiği ve nelerden kaçınması gerektiği izah edilir. Hasta da bunlara uyarsa sonraki yaşantısını normal geçirir.

Spor yapmak isteyenlerin hangi sporu yapacaklarını doktorlarına söylemeleri ve tavsiyelerine uymaları gerekir. Boyun fıtığı geçirenlerin rahatça yapabilecekleri sporların başında yürüme ve yüzme gelmektedir.
www.gurayyalincak.com

 
  26087 ziyaretçi  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol